HAVACILIK SEKTÖR PROFESYONELLERİNİN YURTDIŞINA GİDİŞ SORUNSALI!

Yazıma başlamadan önce önemli bir saptamaya dikkatinizi çekmek isterim.

Artık ülkeler arasındaki savaş çoğunlukla top tüfek savaş aletleri ile değil gelişen teknoloji ve artan ama homojen olmayan nüfus yayılımı sebebiyle “genç beyin avı” şeklinde olmaya başlamıştır. Doğru bir genç beyin transferi ülkelere çok büyük kazançlar sağlamaktadır. Bu sebeple ülke ve şirket yönetimleri bu savaştan kazançlı çıkmak için stratejiler geliştirmek zorundadırlar.

Havacılık sektör özeline gelirsek sanırım 2008 yılı idi, Kayseri Erciyes Üniversitesi Havacılık Sempozyumuna myTECHNIC adına konuşmacı olarak katılmış ve akşam saatlerinde sektörün uzmanlarıyla birlikte bir canlı yayına katılmıştım. Canlı yayında “havacılık sektörünün çok büyük gelişme gösterdiğini ve artan globalleşme sebebiyle gelişmeye devam edeceğini özellikle belirtmiştim. Ülkemizde uçak bakım sektörüne yönelik birçok devlet ve özel lise, yüksekokul ve üniversite seviyesinde okullar açılmış ve hızla açılmaya devam edecektir” demiştim. Ancak burada önemli olanın eğitimlerin uluslararası standartlarda olması ve artan okul sayısı ile mezun olacak öğrencilerin tamamının ülkemizde istihdam edilmesi olanağının olmadığı, mezunların mutlaka yurtdışına gidecek seviyede bilgi ve beceriye sahip olması gerektiği üzerinde vurgu yapmıştım. Daha sonra zaman zaman yazılarımda ülkemizde liseden mezun olan her 100 genç vatandaşımızdan mevcut şartlarda ancak 20 adetinin mesleği ile ilgili bir işe girebildiği gerçeğinden bu sebeple çok sayıda üniversite açılma politikası güdüldüğünü, ilk aşamada bunun kötü bir seçim olmadığını ancak üniversitelerden mezun oluncaya kadar mutlaka ülkemizdeki istihdam olanaklarının artırılması gerektiğini, yapılamaz ise bu eylemin sadece hayat ve umut ötelemesi olmaktan öteye gidemeyeceğimi belirtmiştim.

Gelinen nokta maalesef binlerce mezun var, az istihdam var. Okul mezunlarının %80’i civarı kalitesiz eğitim almış durumdalar. Ülkem adına bu durum üzücü şüphesiz. Az sayıda kaliteli eğitim almış Uçak Teknisyen adayları iş başı yapabilmekteler.

Şimdi mevcut durumu analiz edelim. Ülkemizde havacılık sektöründe, çok üst düzey bilgi, beceri ve tecrübeye sahip ve yeni fikirler üretebilen yaklaşık %10 Yetkili Teknisyen, verilen görevleri layığı ile yapabilen yaklaşık %50 Yetkili Teknisyen, sadece kontrol altında çalışabilen gelişime kapalı %40 Uçak Teknisyen bulunmaktadır. Oranlar tamamen bireysel tecrübeme dayalı yaklaşık rakamlardır. Peki öncelikli olarak elde tutulması gerekli hatta zorunlu grup olan %10’luk grubu elde tutmak için neler yapılmalı. Aslında yazımın başında belirttiğim “genç beyin avı” sözü bu grup için söylenmiş sayılabilir. Maalesef bu gruptan kayıplar söz konusu son yıllarda. Eğer %50’lik gruptan %10’luk gruba gereken sayıda geçiş olmaz ise sektörde sıkıntı çıkacağı aşikardır. Bu sıkıntıları giderecek ama daha da önemlisi bu sıkıntılar çıkmadan önleyici faaliyetlerde bulunması gerekenler kimler? Şüphesiz yöneticiler.

Çoğunluğu karar verici olmayan yöneticilerimizin bu riski yok etmek için sektördeki başlıca yaptığı eylem, maalesef birebir markaj ve ekstra destekten öteye geçmemektedir. Bu çözüm 10 potansiyel adayda tahminim sadece 1 veya 2 adayın gidişini önleyebilmiştir. Bir şirketi yöneten yöneticilerin asıl işlevi, tüm yıldız adaylarının ve diğer çalışanların çalışmaktan haz duyacağı şekilde çalışma ortamını sağlamaktır. Şöyle bir örnek vermeye çalışayım. Şirket ortamını bir akvaryum olarak düşünün. Akvaryumun suyunu ne kadar temiz ve diğer özelliklerini üst düzeyde tutarsanız içindeki balıkların o kadar sağlıklı olmalarını sağlarsınız. Akvaryumun suyu çok kirli ise zayıf balıklarda, güçlü balıklarda eninde sonunda yok olacaktır. Kirli akvaryumda bir balığı beslemeniz yok oluşunun önüne geçemez. Şirketinizin ortamını akvaryum gibi düşünmenizi öneririm.

Ülke olarak “genç beyin akışını” kontrollü hale getirmek için stratejiler geliştirmek zorundayız. Kontrollü ifadesini açmak isterim. Stratejik olarak risk oluşturmayacak önlemleri alırsak yurtdışına gidişi teşvik bile edebiliriz. Stratejimiz; okullarımızda kalitenin artırılması için topyekûn ortak çalışmalar yapmak, şirketlerdeki yönetici seçimlerini en önemli faaliyet olarak görmek, insan kaynakları stratejisini çalışanların mutluluğunu ve aidiyetini artırıcı şekilde oluşturmak olmalıdır. Mutlu çalışan verimli çalışan olacaktır şüphesiz.

İnsan Kaynağını iyi yöneten şirketler kontrollü bir şekilde yıldızlarını yurtdışına göndermeliler. Bu önerim çok önemli bir stratejidir. Hedefimiz, 10-15 yıl içerisinde kontrollü bir şekilde yurt dışına yönlendirdiğimiz genç beyinlerin bulundukları şirketlerde yüksek kademelere çıkmaları ve iş potansiyellerini ülkemize yönlendirmeleridir.  Uçak alım satımı, uçak bakımı, yedek parça iş birlikleri ve daha sayabileceğimiz birçok ticari faaliyetler bu gruba girer.

Biz ülke olarak sadece havacılık sektöründe değil tüm sektörlerde doğru yapılanma ile geleceğe yönelik stratejik insan kaynakları planlaması yaparak üstün beceriye sahip gençleri üretip sanayi ve hizmet faaliyetlerinde katma değeri çok yüksek ürünler ortaya çıkarmalıyız.  İnsan kaynakları modellemesinde sadece kendi ülkemiz kaynaklarını değil diğer ülkelerin insan kaynaklarını da kullanabilmeliyiz.

Saygılarımla.

Özcan Uzunoğlu