Değerli okuyucular ‘’Yönetim ve Yönetimde İletişim’’ adlı yazı dizisinde yaklaşık 24 yılı yöneticilik olmak üzere 33 yıllık Sivil Havacılık sektör tecrübesi ile elde ettiğim çıkarımları sizlere aktarmaya çalışmaktayım bildiğiniz gibi.
Yazılarım tamamı yaşanmışlıklardan elde edilen bilgileri içereceği için birçok okuyucumun hem kendisinden hem de çalışma arkadaşları ve yöneticilerinden örnekler saptayacağı aşikardır.
İlk yazımdan itibaren birçok konuya değinmeye çalıştım. Bu yazımda da “ÇALIŞANLARLA ORTAKLIK” konusunu detaylandırmaya çalışacağım.
Kurumsal şirketlerde yetki ve sorumluluk sahibi her bir yönetici esas itibarı ile kendi departmanında görevli diğer yönetici ve çalışanlarla bir ortaklık yapıyor demektir. Her yıl departmanın (şirket vizyonuna erişmek için) üzerine düşen görevleri zamanında ve istenen kalitede yapmak üzere ortaklık kurduklarını varsayabiliriz. Bu bakış açısı, bölüm hedefine ulaşmak adına her bir çalışanın hem kendi görevlerini hem de aksama olabilecek diğer görevlerin tamamlanması için elinden gelenin en iyisini yapma gayreti içerisinde olmasını sağlayacaktır. Bölümün başarısı bölümü oluşturan tüm yönetici ve çalışanların başarısı olarak algılanacaktır. Bu ortamı sağlamak tamamen bölümün en başındaki üst düzey yöneticinin görevidir.
Bölüm hedeflerine ulaşmak için ortakların (yönetici ve çalışanların) öncelikle görevleri tanımlamaları, detaylandırmaları, her bir görev için kaynak (insan, malzeme, teçhizat ve benzeri kaynaklar) ve zaman planlamalarını bir proje mantığı ile ortaya koymaları gereklidir.
Yöneticilerin bu ortaklıkta başlıca sorumlulukları her bir görevin istenen kalitede ve istenen zamanda tamamlanmasını sağlamaktır. Bu sebeple her bir görev (proje) için belirli kontrol noktaları planlama aşamasında belirlenmeli ve yöneticilerin söz konusu ara kontrolleri mutlaka yapmaları gerekmektedir. Ayrıca belirlenmiş tüm görevlerin (projeler) sürekli izlenmesi bir zorunluluktur. Herhangi bir projede oluşabilecek aksaklığı (engeli) proje o aşamaya gelmeden önce saptayıp ortadan kaldırmak yöneticilerin ana işlevlerinden birisidir. Bu olaya “engeli süpürmek” tanımı yapmaktayım. Kendimi de katarak biz yöneticiler çalışanların görevlerini ifa ederken karşılaşabilecekleri tüm arzu edilmeyen oluşumları onlar karşılaşmadan temizleyen çöpçüleriz demek hoşuma gider. Bu tanım hem son derece gereksiz bulduğum kendimizi üstün görme duygusunu yok eder hem de çalışanlarda biz bütün olarak biriz izlenimini yaratır. Ancak bu duyguların samimi olmasının bir zorunluluk olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. Samimiyetin ve dürüstlüğün eksik olduğu bir yönetim tarzı çalışanlar tarafından kolayca anlaşılır.
Birlikte hareket ederek ortaya çıkarılan tüm başarıların yaratacağı gurur şüphesiz gelecek projeler için müthiş bir sinerji oluşmasını sağlayacaktır.
Çalıştığınız ortamların anlattığım şekilde olmasını dileyerek saygılarımı sunarım.
Özcan Uzunoğlu
Nisan 2022